784-242

Bihî
Huzûr-ı Sâmîlerine

Maruz-ı bendeleridir
Âcizleri Adana vilayetinin Karaisalı kazasından Maraşlı Çömlek karyesinden Mehmed oğlu Muhammed olup Hicaz fırkasından yüz yirmi dokuzuncu alayın üçüncü taburun on birinci bölüğünden 11 Eylül sene 332 tarihinde esir olup memlekete müteaddid defalar mektup yazdımsa da peder ve ailemin hayat ve memâtından bir haber alamadığımdan dolayı müteessir bir haldeyim. Lütfen merhameten bâlâda adresle peder ve validemin ve ailemin hayat ve memâtlarından âcizlerine dahi beyan buyurulmasını reca ve istirham ederim. Ol bâbda irade efendimindir.
Fî 7 Mart sene [1]333
Kıbrıs 32. takım 5386 numara Mehmed oğlu Muhammed
Kıbrıs adasında Üserâ-yı Osmaniye Karargâhında 32. Takımda [5386] numaralı
Mehmed oğlu Muhammed
(…) seyreklerden Hacı’nındır

782-48

Bihî
Huzûr-ı Hilâl-i Ahmer Riyaset-i Âlîsine
Maruz-ı Âcizleridir;
Âcizleri memleketten askere hareket ettiğimden bu ana kadar Adana vilayetinin Karataş İskelesi’nde İncirli karyesinde mukim kayınpederime her posta mektup gönderiyorum. Bir cevap alamadığımdan son derece mahzun ve mükedder oluyorum. Bu varaka taraf-ı âlînize vusûlünde mektup göndermediklerinin esbâbı nedir ve efrâd-ı ailemin ne halde olduklarını buralarının tetkik ve tahkikiyle ve âcizlerinin duasını almaklığınız hususunda bir an evvel cevabını irsâl buyurulmalarını merhamet-i ulyânızdan arz u istirham eylerim. Ol bâbda emr u ferman hazret-i men lehüʼl-emrindir.
Fî 10 Teşrin-i sânî 333
Eddâi Gök Mehmed oğlu Hacı Mustafa
Hindiçini’de Rangoon vilayetinin Thatmyo kasabasında Üserâ-yı Osmanlı Karargâhı’nda Tabur 7, Bölük 9’da {6721} numarada Adana vilayetinin Karataş nahiyesinin İncirli karyesinden Gök Mehmed oğlu Hacı Mustafa diye tahrir buyurasınız.

778-96

Bihî
Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Üserâ Komisyonu Cânib-i Âlîsine

Maruzat-ı Bendeleridir,
Âcizlerininiz Bursa vilayetinin İnegöl kazasının Kozluca karyesinden Köseoğullarından Ahmed Ağa’nın damadı Yakup Onbaşı namına şu taht-ı esarethaneye esir düştüğüm Bursa’dan beri hanem tarafının hayat ve memâtlarından malumat alamadığım için son meyûs ve mükedderim lütfen ve merhameten hanem tarafının hayat ve memâtlarından malumat vermenizi rica ve istirham eylerim. Ol bâbda emr u irade efendimindir.
8 Nisan 333
Kıbrıs Adasında Üserâ-yı Osmaniye Karargâhında birinci numarada yirmi birinci takımda (4666) numaralı Cumali oğlu Yakup Onbaşı

778-62

Bihî

İstanbul’da Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Üserâ Komisyonu Riyâseti Cânib-i Âlîsine

Beyefendi Hazretleri,

Konya vilayeti dahilinde Antalya sancağı Elmalı kazasının İstinaz nahiyesi Sülekler karyesinde Mustafa oğullar Mustafa Ağa pederim olup bir buçuk senedir taht-ı esaretteyim. Kendisine müteaddid mektup gönderdim ise de hiçbirisinin cevap almadım, lütfen pederim Mustafa’nın hayat memâttan haberdar olmak üzere ve kendilerinden üç lira miktarında bir mebaliğin ahziyle tarafıma irsali istirham eylerim efendim.

Fî 30 Mayıs sene 333

Mustafaoğullarından Durmuş

{Adresim}

Hindistan’da Burma kıtasında Thatmyo kasabasında Üserâ Karargâhında Tabur 3’te mukim olduğumu bilesiniz.

768-325

Huzûr-ı Âlîlerine

Muhterem Reis Bey Oğlum;

Sevgili vatanımızın selamet ve saadeti için üç evladımı harp sahalarına gönderdim. Biri geçen sene Çanakkale Muharebesi’nde mertebe-i şehadeti ihraz etti. Validesi için ağlamamak?… müteessir olmamak hiç kabil mi?… İkinci evladımın kara haberi yine Arıburnu’ndan geldi.. o zamanki halimi düşününüz.. Evvelki sene yanımda bulunan üçüncüsü, sevgili vatanını seve seve müdafaa için Kafkas Daruʼl-Harbi’ne koştu.. Birçok zamanlar hayat memâtından haber gelmedi.. Artık cinnet alaimi üzerimde görmeye başladığım zamanlar oğlumun hasbe’l-kader düçar-ı esaret olduğuna dair bir mektubu geldi. Allah’a çok dua ettim. Lakin on aya karibdir ki gönderdiğim mektuplara cevap alamadım.

Sevgili ve Muhterem Reis Bey Oğlum, ben pek ihtiyarım, belki pek az daha yaşayacağım. Hayatımın son anında bergüzarım olan evladımın hiç olmazsa sıhhat haberini işitmek için size yalvarırım.

Adresi: Rusya’da Aleksandra kasabasına tabi Uzun Kilise’de Osmanlı esirlerinden Piyade Alay 10, Tabur 1, Bölük 2, Birinci Mangasında İnözlü Salim oğlu Abdi’dir. Sizi rahatsız ettim, mazur görüleceğime eminim. Selam ve dua ederim. Sevgili oğlum efendim.

Fî 4/8/[13]33

İnöz Vakıf karyesinde Salim Ağa sulbiyyesi Hafız

280-155

Bihî

 

2628   701    Fî 8 Nisan sene 329

 

Huzûr-ı Âlîlerine

 

Fezâil-simât Efendim,

Bendeniz merkezi Yakova olan Yirmi Birinci Fırkaya mensûb Onuncu Cebel Topcu Taburu’nun İkinci Bölüğü mülâzim-i evveliyim ve el-yevm esâreten Yunanistan’ın Korondos kasabasının Loutraki karyesinde, seksen küsûr zâbitânla berâber Ellasi otelindeyim. Harbden evvel bölüğüm ve İşkodralı refîkam, Edibe, Şefika Nazife ve Vehibe nâmlarında dört kerîmem, Hasan Zihni ve Muharrem isimlerinde iki mahdûmumla berâber Gosine’de bulunuyordum. Harb açılmakla bataryamla berâber Karadağ’la ça[r]pışmaya başladık. Bendeniz ateş hattında iken âilem halkı benim haberim olmaksızın çırılçıplak kâffeten yayan, kimsesiz ve hattâ ekmeksiz olarak Gosine’den İpek’e kaçmışlar. Eşyâmız biʼt-tabʻ yağma edilmiş. Biz Gosine’den ale’l-ʻacele 6/7 Teşrîn-i evvel 328 de ateş hattından inip ricʻat ederken ben de hâneye giremediğim gibi, evvelce kaçtıklarından haberim olmadığı için “Eyvâh vazîfemizin icrâsında olan Gosine ve eyvah yabancı memlekette düşman eline geçecek olan âilem efrâdı” diyerek kalben kan ağlayarak yayla yollarından Yakova’ya ve sonra da tekrâr düşman karşısına sevk olunayım diye İpek’e geldiğimizde âilemi orada merhameten ve muvakkaten verilen bir çıplak bir odada bulup bi‘t-tab‘ gâyet sevinmiştim. İpek’te de ileri mevâkie gönderildiğimde âilem halkımın Yakova’ya kaçtıklarını, oradan da Yirmi Birinci Fırka ve merhûm şehit muhterem Cavid Paşa ile ric‘at ederek Yakova’ya geldiğimizde öğrenip, taburumuz marangozu Vefa ustanın hânesinde buldum. Âilemin memleketleri olan İşkodra’ya göndereceğim, fakat İşkodraʼda mahsûr, Üsküp ve Selanik tarîkiyle İstanbul’a yahud Anadolu memâlikinin herhangi birine göndereceğim lâkin Üsküp ve Selanik sukût etmiş, ma‘a-hâzâ bir tarafa göndermeye gerek mânen ve gerek mâddeten vaktim yok. Âilem efrâdı berâber götürebilmekliğimi gözyaşları serperek âh u figânla yalvarıyorlarsa da kış mevsiminde yedi nüfuslu çoluk çocuğu fırka ile ormanlardan, Balkanlardan aşırarak nerelere kadar taşıyayım ve bölüğümle mi uğraşayım yoksa âilemle mi ki bölüğümde yüzbaşı da yok mülâzim-i sânî de feryâtlar içerisinde gözyaşlarımızı yekdiğerine karıştırarak kavuştuğumuz günü o hânede ve mûmâ ileyhin

 

 

280-155.1

​oğlu Cemal ve Hayrullah yedlerine teslimen ve Hâfız-ı hakiki olan Hazret-i Kibriyâ’ya tevdîan terk edip o gece kışlada yatarak ve kardaşı ferdâsi günü (Fî 16 Teşrin-i evvel minhüde) yola çıkarak döne dolaşa Fî 1 Kânûn-i evvel minhüde Yanya’ya gelip hatt-ı muâsaraya dâhil ve Fî 20 Şubat sene minhüde de Yanya’nın sukûtu neticesi olarak esârete giriftâr olup posta posta Yunanistan’a sevk olunduk. Âilemden ayrılalı ne bir kuru mektûp gönderebildim ve ne de haberlerini alabildim âilemin hâlâ orada bulunup bulunmadıklarını da bilmiyorum gâile-i âile bendenizde akıl ve iz‘ân ve gözlerimde yaş bırakmamıştır. Lütfen ve inâyeten âilemin bi’t-tahkīk her nerede iseler bularak nerede ve ne halde bulunduğu ve hayâtım kendime bâr olduğu halde sıhhatte bulunduğumu ve onları arayıp ânları düşündüğümü ânlara ve ânlarında nerede ve ne halde bulunduklarını bendenize bildirmenizi son derece dil-sûz ve ciğer-dûz olarak istirhâm ve istircâ eylerim efendim.

Fî 2 Nisan sene 329

Yunanistan’da Korondos  kasabasında Loutraki karyesinde Ellasi Otelinde Onuncu Cebel Bataryası Taburunun İkinci Bölüğü Mülâzım-ı evveli Üserâ-yı Osmaniyeden Kâmil

801 Cevap yazıldı  

12 Nisan 329

Şerafeddin

 

278-238

Bihî

Huzûr-ı Âlîsine

Reîs Bey Efendi Hazretleri,

Bendeniz altmış yaşını mütecâviz bir pîr-i fâni olup şurada iki buçuk günlük ömrüm vardır. Bugüne kadar Osmanlılık hissiyle yaşamış vatanın her türlü âlâmına hâlen, cismen, hissen iştirâk ederek mesrûr günlerde memnûn; meʼyûs günlerde giryân ve mükedder olarak yaşamışımdır. Hatta çocuklarımı dahi bu hiss ile perverde ederek büyütmüş ve vatan ve millete ihdâ etmişimdir. Lâkin şu az ömrümde artık bir parçada kemâl-i meserrete, lezâʼizi dünyeviyeden hisse-yâb ve devlet ve milletin selâmetliğine duʻâ ile meşgūl olmak istiyorum ki zann edersem bu cihette bir parça hakkım olsa gerek.  İşte şu mülâhazaya binâʼen harb-i ahîrde dîn, devlet ve vatan, mil​lete ihdâ​ eylediğim ciğer-pârelerim biri Çatalca’da vefât ve diğeri Bulgaristan’da esîr ve diğer dahi semere-i zevâʼidim ciğer-pârem ibtidâʼ-i harbden beri hiçbir haber alamadım. Sizin bu gibi firakında meʼyûs ve nâ-ümîd bî-çârelere meded-res olduğunuzu haber aldım. Der-akab şimşîr-i adaletinize ve merhamet-i necâbetinize mürâcaʻat etmeği kendimce cidden büyük bir itmiʼnân-ı kalb ile karar verdim. Lütfen Edirne’de mahsûr bulunan mücâhidlerden inşâʻat taburunda, üçüncü bölükte, yirmi sekizinci takımda Sivas vilâyetine tâbiʻ Tonos kazâsının Kürkçüyurt karyesinden Mikdad oğlu Gazi Mehmed bin Halil hakkında maʻlûmat verilmesi hayât ve yâhûd memâtından haberdâr edip bendenizi şu dağdağa-i azîmeden tahlîs buyurulması göz yaşları dökerek recâ ve niyâz ederim. Tefekkür ediniz ki bir âʼilenin saʻâdet veya küdûreti vicdânınıza ve merhamet-i necâbetinize vâbeste kalıyor. Hakīkaten ne kadar acı olsa da dîn ve vatan fedâʼîsi olan ve inşâallah şehâdet haberini işitmek nasîb olacak bulunan ciğer-pârem hakkındaki ihbârınızı çehâr-çeşm ile intizâr ediyorum. Gerçi sizlere karşı tatvîl-i makāl mûcib-i tasdîʻ ise de hasret-i evlâd ve iştiyâk-ı semere-i fuʼâd bendenizi bu itnâba mecbûr kıldığını arz ve bu bâbda vukûʻ bulan taksîrâtımın afvını istirhâm eylerim efendim.

Fî 1 Haziran sene 329

Sivas vilâyetinin Tonos kazâsından Kürkçüyurt karyesinden Mikdad oğlu Halil bin Hacı Halil bendeleri tarafından.

Kaydı 1535 Fî 11 Minhü

Numero: 3309  Cevâb : 1631

13 Minhü

Verildi.

 

278-131

Bihî

Huzûr-ı Âlîlerine

Efendim Hazretleri,

Edirne’nin Tayahâtun mahallesinde sâkin bulunuyorduk. Balkanlarla vukûʻ bulan harp münâsebetiyle Edirne şehri henüz Bulgarlar tarafından muhâsara olunmadan mukaddem câriyeleri mahdûmlarımın âile ve bir sürü yetim ve yetîmesiyle hicret ederek buraya geldik. Yetmiş yaşını mütecâviz bulunan kocam Ali, silah altında bulunan otuzbeş yaşında Ali ve otuz yaşında bulunan Hüsmen, yirmi üç yaşında bulunan […] nâm oğullarımızı orada bırakıp gelmekle muktezâ-yı şefkat muvâfakat etmeyerek üç oğlumuz silâh başında vazîfe-i vataniyesini îfâ etmekte ve kocam dahî onlardan ayrılmamak sûretiyle Edirne’yi terk edemeyerek orada kaldılar. Son günlerde yiyecek ekmek bulamayarak kocam nam-ı maʻrûfu olan Kemik Ali açlıktan vefat etmiş olduğunu haber alabildimse de isim ve sinlerini bâlâ arz ettiğim üç nefer oğlumun hayât ve memâtına ve hayâtta ise nerede esîr bulunduklarına dâir bir maʻlumât alamadım. Altmış yaşında bir ihtiyâre kadınım elime bir tas su verecek kimsem yoktur ve kimden haber alacağımı ve kimlere mürâcaʻat etmek lazım geleceğini bilmiyorum. Küll-i yevm akmakta olan göz yaşımı gören erbâb-ı merhametten birisi cemiʻyyet-i âlînize mürâcaʻat edecek olursam yavrucuklarımdan yakın vakitte bir haber alabileceğinizi söylediler. Allah ve Resûlullah aşkına oğullarımdan bir haber almanızı ve aldığınız haberi Üsküdar’da Vâlide-i Atîk imâreti kâtibi Sıdkı Efendi’ye bildirirseniz o da bana maʻlûmât vereceğinden lutfunuza muntazır bulunduğumu arz ederim efendim hazretleri.

Fî 23 Hazirân sene 329

Edirne’nin Tayahâtun mahallesinde sâkin iken vefat eden Kemik Ali’nin zevcesi muhâcir Meryem câriyeleri

 

Muʻâmele 1637

Fî 24 Haziran sene 329

Muʻâmele 1737

Fî 25 Haziran sene 329